Şu an nerede olmak istersiniz?

        Selamlar. 


        Beni ne zamandır okuyorsunuz bilmiyorum ama canım sıkıldığında hep "şu an nerede olmak isterdim" diye düşünürüm. Sadece geçen aylarda kısa bir dönem hiç bir yerde olmak istememiştim. Sanırım bir dibe çöküş diyebiliriz. Ancak bugün bundan bahsetmeyeceğim. 

        Eskiden ağaçlar arasında, içinde soba yanan, temiz hava dolu bir yerde hayal ederdim kendimi. O sırada tabi koştur koştur derslere yetişirdim, Fatih Camii'nin güzelliğine aldırmadan hızlıca önünden geçer, derslerimin bitmesini beklerken teneffüste içebileceğim sıcak çay için dakikalar sayardım. Şimdi o zamanlar düşlediğim, o evde yaşıyorum. Kaostan gürültüden uzak, sobadan gelen çıtırtılar eşliğinde oturuyorum (hoş genelde illaki yapacağım bir iş oluyor. Bir de Soba sandığımız kadar romantik bir şey değil, bir zorundalıkmış). Ama gelin görün ki şuan üzüldüğümde olmak istediğim yer Abdüsselam Hocamın fıkıh anlattığı dersler, İbrahim Hocanın dersine girdiğimizde bocalamayalım diye dostumla yaptığım okuma, İbrahim hocanın dersi, akşama kadar beklediğimiz Semiyyat dersleri, Hamza Hocamın dersi. 

        Kendi kendime keşfettiğim bu durumdan ilk olarak anladığım şey zamanında yaptıklarımın tadını almayı öğrenmeliyim. Şu an geçmişte hayalini kurduğum o mutlu anı hissetmeliyim. İleride tekrar böyle güzel ortamlara girebilmek için ise çok daha fazla çalışmalıyım. Bir annenin yüksek lisans yolculuğu oldukça karmaşık ve zor bir süreç. Küçük bir bedenin, öğretilmeye açık bir ruhun sorumluluğunu taşımak, boş kalınan anlarda dinlenmeyip ders çalışmak için çabalamak oldukça güç. Boş kalınan anların da ne kadar sınırlı olduğu düşünülürse zorluk biraz daha artıyor. 

        Ne zorlukları aşıp ilim yolcuğunu tamamlamış insanlar var. Çok sevdiğim hocalarımın yaşlarına gelmeme 10-13 senem var. 10 sene de neler neler olur değil mi? 

        Bu şarkı (tık tık) benden canım dostuma gelsin. 

        Bu aradaa film önerisinde bulunmak için tık tık.

Yorumlar

Popüler Yayınlar