Karanlık

 Selamunaleyküm,



    İnsanın hayatında her şeyin üst üste geldiği bir dönem olur. Bunaldığı ve sıkıldığı. kimsenin olmadığı bir yaylada kitaplarla yaşamayı, bir çağlayanla birlikte ağlamak istediği. Keşke bana biraz olsun acımadan yalnızca merhamet nazarıyla bakabilecek birilerine sahip olsaydım. Acımak ve üzülmek arasında derin bir uçurum var aslında. 

    üzüldüğüm konulara gelirsek pek çok şeyin birikmesi, maddi ve manevi anlamda her şey. Aslında maneviyat olduğunda maddiyatın hiç bir önemi yok. Arkadaşlık, öğrencilik ve evlat olmak esasında insan olmak yükü altında ezildiğimi hissediyorum. Böyle zamanlarda beni hayata tutunmamı sağlayan tek şey kul olmak. Geçen gün yaptığımız derste okuduğum bir hadis yorumu, bugün bir hocamın ilmi bir soruya verdiğim cevaba olan gülümsemesi. İyi bir kul olmak için öğrenmek. 

   Her halükarda hayatımda hiç bir zaman maddiyatı önemsemedim şimdiye kadar. Ancak bazı gerçekleri idrak ettiğimden beri hayata karşı bir güvensizlik yaşıyorum. Ne kadar da yanlış bir düşünce eğer ki bu rızık endişesiyse. Kendimi dizginlemeye çalışıyorum ama burada asıl üzüldüğüm şey maddiyat değil. Velhasıl tövbe etmenin Allah Teala'yı razı edeceğini ifade eden bir Hadis-i Şerifin şerhinde şöyle diyor: 

"Kâinâtın sahibi olan yücelerden yüce bir varlığın, cücelerden cüce bir insanın kendine yönelmesinden ve “beni affet” diye yalvarmasından bu derece hoşnut olması doğrusu şaşırtıcıdır. Demek oluyor ki insan Allah yanında basit bir varlık değildir. Tam aksine, Rabbini tanıdığı sürece, önemli bir şahsiyettir."

Yorumlar

Popüler Yayınlar