Hayat ve Ölüm


    Selamunaleyküm,

    Bir ekimde halamın vefatıyla bir kere daha hayat ile ölüm arasındaki ince çizgiyi idrak etmiş oldum. Şen-şakrak olan, çok güzel yemek yapan ve bize bakışlarında bile sevgi taşıyan halamın ebedi aleme göçüşü içimizde büyük bir boşluğun açılmasına neden oldu. Boşluk. Bir daha hiç dolmayacak bir boşluktan bahsediyoruz. Aslında dönüp içime baktığımda başka boşluklar da gördüm. Tüm bu işleri bu koşuşturmacaları oyalanmak için mi yapıyoruz diye düşündüm/düşünüyorum.

    Daha halamın cenazesini morga getirip toprağa yerleştirdiğimiz gün hepimiz yemek yedik. hepimizin içinde acısı olmasına rağmen bunu yapabildik. İnsan ne kadar istese de istemese de hayat devam ediyor.

    İnsan bazen ne kadar üzüldüğünü hareketlerine bakarak anlar. Bazen kendimizi çok yaralamadığını düşündüğümüz bazı olayların aslında bizi ne kadar üzdüğünü fark ederiz. Bende de öyle oldu, çok neşeli ve çok sinirli olarak iki uçta gidip gelmelerim bana bile garip geliyordu, ta ki bunlarım üzüntüm kaynaklı olduğunu anlayana kadar. Zaman her şeyin ilacı olmasa da bazı kayıplara iyi gelebiliyor ki son zamanlarda zamansız sinirlenmelerim de bir hayli azaldı.

    Hayat gerçekten kısa, bir gün hepimizin etrafından sevdikleri birden gidebilir. Bu durumda elimizde imkan varken onları daha fazla tanımamız ve özellikle büyüklerimizi daha fazla ziyaret etmemiz gerekmez mi? 

-Değerli halam için okuyacağınız Fatiha benim için çok değerlidir...

Yorumlar

Popüler Yayınlar