
"Evvel zaman içinde çok iyi anlaşan iki dost varmış. Birinin içinde duyduğu acı, diğerinin içini daha çok yaralarmış. Bir gün dostluklarını denemek istemişler ve bunun için bir yolculuğa çıkmışlar. Doğru ya yoldaş yoldan önce gelirmiş. Az gitmişler uz gitmişler. Bir dağın tepesinden yola bakarken, ileride yolun bir çok ayrıma bölündüğünü görmüşler. İki dostun kalbine başka hayaller düşmüş. Ama orta yolu bulacaklarına inanarak devam etmişler. Sonuçta daha yol ayrımına çok varmış, dostluklarından önemli değilmiş ya. Tam o sırada derin bir sis çökmüş, hiç geçmemek üzere. Endişelenmeye başlamışlar. Birbirlerini suçlamışlar. Sonunda bu yola birlikte devam etmeyeceklerine karar vermişler. İkisi de ayrı ayrı giderek, yüreklerinde acıyı taşıyarak yol ayrımına ulaşmış. O sırada dostlardan biri oturmaya karar vermiş, diğerinden farklı yollarda yürümek istememiş. Beklememiş ama oturmuş sürekli. Giden dostunu suçlamış, kalbindeki yara büyümüş de büyümüş. Halbuki tam o sırada biraz uzağında dostu da aynı düşüncülerle oturuyormuş. Ama çok sis varmış. Göz gözü, dost dostu görmüyormuş."
*insan önce kendi içinde affetmeli
Yorumlar
Yorum Gönder